2024’te Sosyal Medya Dünyasında Yelken Açmak: Pazarlamacılar İçin Yeni Trendler

2024, dijital pazarlamanın ve marka iletişiminin geleceğini şekillendirecek heyecan verici gelişmelerle dolu. Sosyal medya platformları, algoritmalar ve tüketici davranışlarındaki hızlı değişim, pazarlamacılara daha önce görülmemiş fırsatlar sunuyor. 

2024 yılında sosyal medya dünyasında bizi bekleyen büyük değişimlere bir göz atarak, pazarlama stratejilerinizi bu yeni dalgalarla uyumlu hale getirmenin yollarını birlikte oluşturmayı hedefliyoruz. Artık sadece trendleri takip etmek değil, aynı zamanda onları önceden belirleyip yönlendirmek zamanı. 

Hootsuite tarafından Ağustos 2023’te yapılan araştırmanın sonuçlarına göre hazırlanan raporda 2024 trendleri incelenmiştir. 

Toplamda 4,281 pazarlamacı ve 4,508 tüketici üzerinde gerçekleştirilen bu anketler, ticari bir araştırmanın ve tüketicilerin görüşlerinin geniş bir yelpazesini içermektedir.

2024’ü şekillendirecek 3 sosyal medya trendini birlikte inceleyelim;

1. Yapay Zeka Trendi

Yapay Zeka, markaları otantikliği ve ilgi çekiciliği yeniden tanımlamaya zorluyor.Generatif Yapay Zeka, 2022’de ana akıma girdiğinde ve genellikle insanlar için saklanan bir dizi duyguyu ateşlediğinden dolayı, markaları zorlayan bir deprem etkisi yarattı.

İlgi o kadar yüksekti ki, 2022’den 2023’e kadar, “Yapay Zeka” konularına ilgi %550 arttı.

(Hootsuite tarafından yapılan 15.500’den fazla haber makalesi – blog analizine göre)

Ajanslar, markalar, AI kullanımını çeşitli pazarlama faaliyetlerinde iki katına çıkarma planları yaptıklarını bildiriyorlar, hatta bazı durumlarda üç katına veya dört katına çıkarıyorlar.

%318 artış: Organizasyonların 2024 yılında müşteri destek faaliyetlerinde yapay zeka kullanımını artırma planlarının miktarı

%260 artış: Organizasyonların 2024 yılında görüntü düzenleme için yapay zeka kullanımını artırma planlarında artış.

Generatif Yapay Zeka, profesyoneller için umut kaynağı olabilir, ancak beraberinde riskler de getiriyor. Anket sonucuna göre kullanıcılar, AI ve AI tarafından üretilen içerikleri pazarlamacılar kadar benimsemiyorlar.

Rapora göre, katılımcıların %62’si AI programlarıyla yaratılan içeriklerle daha az etkileşim kuruyor ve bu içeriklere daha az güven duyuyor.

Örneğin, Z Kuşağı, diğer kuşaklara göre neyin gerçek olduğunu ve neyin yapay zeka tarafından oluşturulduğunu daha iyi bildiklerini iddia etme eğilimindedir. Aynı zamanda Z Kuşağı yapay zeka tarafından oluşturulan içeriklere daha fazla güvenme ve etkileşimde bulunma eğilimindedir. Öte yandan, baby boomers (1946-1964 doğumlu kuşak) çıkan sonuçlara göre tam tersi bir duruma sahiptir.

2. Mecra Trendi

Stratejik markalar, şampiyon oldukları, getirisini en çok gördükleri ve hedef kitlelerinin bulunduğu sosyal medya mecralarına bağlı kalıyor.

Ancak hedef kitleleri, her yerde olduğunda markalar için her platformda varolmak ve platform özelinde iletişim yapmak zorlu olmakta. 

Markalar bu kadar çok platformda bulunmanın ROI (return-on-investment) üzerindeki etkisinden endişe duyuyor. Çünkü her mecrada yaptığı iletişimi hedef kitlesinin haberdar olabilmesi için medya planlaması yapması gerektiğinin farkında.

2024 yılında markalar, tüm sosyal medya mecralarında bulunma gerekliliğine karşı çıkacaklar. ROI temelinde en iyi performans gösteren kanallarını açacak ve dikkatlerini sadece bu kanallara kanalize edecekler. Çünkü birkaç ana platformu başarıyla kullanmak, birçok platformda orta düzeyde olmaktan çok daha iyidir.

3. ROI Trendi

Kullanıcıların mecralarda eğlenebilecekleri içeriklere tepki vermesi ROI’yi destekliyoruz. 

Ankete katılan kullanıcılar,net bir şekilde ifade ediyor: Aileleri ve arkadaşlarıyla iletişimde kalmadan sonra, sosyal medyayı kullanmalarının en büyük nedeni eğlenmek ve zihinsel olarak rahatlamak. 

Sürekli marka/ürünü hakkında tanıtım yapan markalardan hoşlanmadıklarını ve takip etmek için sebep bulamadıklarını ifade ettiler. 

Katılımcıların %34’ü bunun, markaları sosyal medyada nasıl algıladıkları konusunda takip etmemek için büyük bir sebep olduğunu belirtiyor. 

 

2024, sosyal medyanın özüne inme ve kullanıcılarla daha derin bağlar kurma şansı sunuyor. Bu değişimler, pazarlamacılar olarak stratejilerimizi gözden geçirmemizi ve yenilememizi gerektiriyor. Ancak, bu sadece bir fırsat değil; aynı zamanda işletmelerimizi daha insan odaklı ve duygusal bir bağ kurma noktasında güçlendirmek için bir çağrı. 

Kullanıcıların isteklerini ve beklentilerini anlamak için onlarla iletişim kurmalı, geri bildirimlerine değer vermeli ve içeriklerimizi bu bilgiler doğrultusunda şekillendirmeliyiz. Sosyal medya artık sadece bir yayıncı platformu değil, aynı zamanda topluluklar oluşturabileceğimiz bir alan haline geldi. Bu nedenle, markalarımızı bu toplulukların bir parçası yaparak, onlarla daha derin ve anlamlı bir bağ kurmalıyız.